Bazen hayat sizi zorlamak için yaşınızın büyümesini beklemez.Dünyanın en doğal aktivitelerinden biri olan çocukluğunda oyun oynamak, sizin için lüks bir kavram olabilir.Zengin ve fakir sınıfın sokağa yansımış şekli her zaman gurur kırıcı ve sert olur.
Bu adamın hikayesi de tam olarak böyle başlıyor.Henüz 9 yaşında iken eğitiminden,çocukluğundan vazgeçmek zorunda kalıp ailesi için çalışmaya başlıyor.Gazete ve kartpostal satışları yaparak tüm parasını ailesine getiriyor.Ailesi ise gelen paranın miktarından memnun olmayarak ona başka bir evde yaşaması gerektiğini söylüyor.
Düşünün hiç doğru düzgün oyun oynamadığınızı,okula gitmek yerine çalıştığınızı,ailenizin gözüne girebilmek için saatlerce soğukta kaldığınızı ve bunları yaptığınızda sadece 9 yaşında olduğunuzu.
Tüm bu çabanın sonucunda ailenizin sizi evlatlık olarak verdiğini. Ne yapardınız ?
Hayatının en büyük travmasını yaşadığında hala çocuk olan John,artık sessiz ve sakin çocuk olamayacaktı.Asi,kavgacı ve hayatını sokaklarda kazanmaya çalışan birine dönüşmüştü.Yıllarca bu böyle sürmeye devam etti.Kendi başını sokabileceği ufak bir ev buldu ve burada hayatını tekrar düzeltmeye çalışırken sokak çetelerinin saldırısına uğrayıp,sahip olduğu o evden de mahrum kaldı.
Artık pes etmek üzereydi.22 yıl geçmiş ama hayatında hiç bir şey yolunda gitmemişti.Sıfırdan başlamak için kalan son gücünü kullanmaya karar verdi ve harekete geçti.Başka bir şehir,yeni yüzler ve yeni bir hayat için yollara düştü.
Bulduğu ilk iş kapıcılık olmuştu.Bir süre bu işi yaptıktan sonra saç-bakım şirketi tarzı işlere merak sarmaya başladı.Kendine uygun işi bulduğunda elinde bulunan tüm şampuanları ev ev dolaşarak satmaya başladı.Hayatı düzene giriyordu ve beladan uzak durabiliyordu artık.
Yokluğu dibine kadar görmüş biri için paranın değeri normal bir insana göre daha önemliydi.Kıyıya köşeye para atmaya başlamış.Temel ihtiyaçları dışında ekstra olarak hiç bir harcama yapmayarak bi miktar para biriktirmeyi başarmış.O bir dönem değil,sonsuza kadar özgür ve rahat yaşamak istiyordu.
Bir saç ürünü şirketinde çalışırken,iş arkadaşları ve patronu onun bu konuda ne kadar yetenekli olduğunu görmüş.Normalde bir patronun kolay kolay yapmayacağı bir teklif ile ona kendi şirketini kurması için yardımcı olacağını iletmiş.Biriktirdiği para ve patronunun öz güven desteği ile şirket kurmuş.
Ama o kendini riske atmak istemiyordu.Şirketi için ürünler geliştirirken hala sıradan bir işçi olarak çalışmaya devam etti.Saç ürünlerinde popülerliği artınca artık yatırım yapabilecek güce geldiğini fark etmiş.
Dünyanın en meşhur tekila markalarından birini yaratmayı başarmış.Asla vazgeçmemiş.Asla birisini ezmeyi düşünmemiş.Lüks bir hayat ya da artık zenginim diyerek şımarmamış.Nereden geldiğini bugün bile unutmadığını söyleyecek kadar olgun kalabilmiş.
Ailesinin yük olarak gördüğü çocuk,sokak çetelerinin mahallerinde istemediği için evini kaybeden genç adam ve sıradan bir işçiden patronluğa uzanacak tüm yolların acısını çekmiş.
O artık başarmış birisi.Hayatında yıllarca hiç bir şey yolunda gitmemiş ama o hep yeniden başlamak için kendine şans vermeyi bilmiş.3 milyar dolarlık serveti ile dünyanın en zengin 1000 adamından biri olan bu evlatlık çocuk,çoğu insan için de ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Yorum Gönder